13 Kasım 2014 Perşembe

0-2 Yaş Montessori Aktivitelerimiz...

İtalya'nın ilk kadın doktoru ünvanına sahip (1896) Maria Montessori'nin çocukları gözlemleyerek geliştirdiği; "sınırlar içinde özgür bırakma" mantığıyla (gerçek hayattaki gibi) çocukların, davranış, dikkat, el becerisi, algılama gibi duyusal konularda gelişmesini, kendi kendine yetebilmesini, eğlenirken öğrenmesini ve özgüven sahibi insancıklar olmasını hedef alan bir eğitim sistemi Montessori Eğitimi... 

Her anne gibi ben de kızımın gelişimi için doğruyu, güzeli yapmak, ona hayat yolculuğunda rehber ve iyi bir örnek olmak istiyorum. Montessori eğitiminin çocukların zihinsel ve ruhsal gelişimine büyük katkısı olacağına inanıyorum ve minik meleğimle evde keyifli aktiviteler yapmaya çalışıyorum. Daha önce karton kolileri nasıl değerlendirdiğimden bahsetmiş, çerden çöpten bile oyuncak yaptığımızı söylemiştim. (BURDAN okuyabilirsiniz.) 

Evdeki tabak, çanak, tepsi, poşet, tuzluk çer çöp, kap kaçak, bir şekilde  oyuncağa dönüşebiliyor bizim için. Küçük çitlembiğimin (19 aylık) "Oyun oynamaya hazır mıyıııız?!!" cümlesini duyar duymaz; koşarak sandalyesini salonun ortasına getirmesinden, masasının üzerini boşaltıp heyecanla gertireceğim oyunu bekleyişinden evde türetilen oyunları ne kadar sevdiği çok net anlaşılıyor...

Mesela çok sevdiklerinden biri, etkinliklerin olmazsa olmazı; duyusal şişeler... Yapımı gayet basit. Pet şişelerin içine evdeki pullardan, boncuklardan, simlerden, iplerden, ambalaj kağıtlarından, renkli keçelerden doldurup ister sulu, ister kuru, ister yağlı, dilediğiniz gibi yapabilirsiniz... Çok keyifli.

7-8. aylardan beri ilgimizi çeken ve hala oyuncak rafımızda duran, ara ara çıkarıp oynadığımız oyuncaklarımızdan. (7. ay)





Tabi biraz farklı bir tarzda... :) (19. ay)







Sürpriz yumurtaların içinden çıkan plastik kutuların içine değişik sesler çıkaracak şeyler koyduk. Makarna, maş, buğday, pirinç, tuz, incik, boncuk, kum, çakıl... Erken aylarda elinde salladıkça çıkan değişik seslerle çok eğlendik. İleriki aylarda da içinde ne olduğunu tahmin etme oyunu kurmak için kutuları saklıyorum.  Bu oyuncak; kapakların açılma ihtimali nedeniyle tehlikeli sınıfında bir oyuncak bana göre. Kesinlikle yetişkin gözetiminde oynanmasını tavsiye ederim. (17. ay)






Plastik yün iğnesine makarnaları geçirdik. Hiçbir etkinliği tek başına yapmıyor ama bu da sivri ve yutulabilecek objeler içerdiği için asla yalnız bırakılmadan yapılacak aktivitelerden. Olur da telefon/kapı çalar, ortamdan ayrılmanız gerekirse mutlaka önce malzemeleri kaldırın sonra odadan ayrılın. (17. ay)





Mandal sökme oyunu... Çok keyifli olabilirdi ama mandalların yayları çok sert geldiği için mandalları açmaya gücümüz yetmedi. Bu oyunu daha sonra tekrar denemek için erteledik. (19. ay)




Süngerle su aktarma... Eller buruşana kadar oynadık, suyu çok seviyoruz... (18. ay)




Kepçeyle su aktarma... (18. ay)




Bardaktan bardağa aktarma... (18. ay)





Hangisi daha büyük? Sorusunun cevabıyla tamamlanan renk kulesi... (18. ay)





Şönilleri makarna süzgecine geçirdik... (18. ay)





Şönilleri kıvırıp top yaptım ve tabanına kağıt havlu serdiğim ekmek sepetine koydum. Şoset çorap askısını iple bir çubuğa bağlayarak yaptığımız oltayla şönilleri tek tek avladık. Bu oyun konsantrasyon, dikkat ve el becerisi gerektiren bir oyundu ve minişim o kadar sevdi ki eve her gelen kişi için ayrı ayrı oynayarak show yaptı... (18. ay)





Şöniller bolca oyun türetilebilecek bir malzeme, bu defa da tellere doladığımız şönilleri sökmeye çalıştık. Baya bir süre oynadık. Çocuğun bir oyun veya oyuncakla uzun süre zaman geçirmesi/geçirebilmesi hem kendi gelişimi için hem de çoğu zaman saçını bile tarayacak fırsatı bulamayan bir anne için çok önemli :)  (18. ay)





Nohutları önce elle sonra kaşıkla aktardık. Dünya için küçük ama bizim için dev gibi bir adım oldu bu. Onun kaşık kullanarak nohut aktarmasından daha zor bir şey varsa o da, bu çabalamayı görüp müdehale etmeden sabırla beklemekti... İçimdeki "el atma" hissiyatına engel olmak için büyük savaş verdim ve o savaşı miniğim kazandı. O güne kadar ben yemeğini yedirirken o da kendi kaşığı ile tabağın içindeki yemekle oynar, ağzına götürmeye pek cesaret edemezdi. Fakat bu aktarım çalışmasından hemen sonra, kendi kendine yeme denemelerine başladı... Ve 2. günün sonunda artık yemeğini kendisi yiyordu. Bu gelişimi görmek çok güzel. (18. ay)






Bu eva puzzle parçaları 12'li paketler halinde satılıyor ve her bir diliminde birbirinden farklı ve basit (en fazla 2 parça) hayvan figürleri var, hem üzerindeki hayvanlar hakkında konuşup özelliklerini öğrenmek, hem de parçaları birleştirmeye çalışıyoruz. Yazın balkona serip üzerinde oynuyoruz, şişme havuzumuzun altına kaymaz zemin olarak da kullanıyoruz. (19. ay)






Yaptığımı yapabilir misin? oyunu... Mavi çizgi bana ait, kırmızılar pıtırcığıma... (18. ay)




Tel şehriyelerden kirpi yaptık... (18. ay)





Renkleri gruplamaya çalıştık... Kırmızıda iyiyiz... (18. ay)





Önceden işaret koyduğum strafora kürdanları saplayıp boncuk dizdik. Sonra hepsini tek tek söküp, kürdanları ve boncukları ait oldukları yerlere koyduk. (19. ay)




Daha önce tel şehriyeden kirpi yapmıştık, kürdanlar kirpi çağrışımı yaptı sanırım ki bana kirpi yapmak istediğini söyledi (işaret diliyle) bir de kirpi yaptık. (19. ay)


Bu tip tehlikeli materyalleri sayıyla getirip sayıyla götürüyorum, size de bunu tavsiye ederim. Toplarken kürdanlardan biri masanın çıtasına sıkışmıştı mesela,  saymasaydım eksik olan kürdanı farketmeyebilirdim. 



2 renkli oyun hamuru ile pipet renklerini eşleştirerek basit renk gruplaması yaptık. İçlerinden çay karıştırma çubuğu geçirdik. (19. ay)





Cevizleri önce elimizle yumurta kabındaki yuvalara yerleştirdik ve topladık, sonra aynı işlemi bir kez de kaşıkla yaptık. (19. ay)





Kendi yemeğini kendi yeme, oyuncaklarını toplama, kendi çöp poşetini kapıya kadar taşıma, kendi dişini kendi fırçalama, elini yüzünü yıkama, kullandığı eşyaları aldığı yere koyma, eve gelen 15 lt cam damacanayı yuvarlayarak mutfağa götürme (kesinlikle abartmıyorum, bu işi kimseye bırakmaz), evde/parkta yerde bulduğumuz çöpleri çöp kutusuna atma (kuru yaprakları bile) gibi günlük yaşam becerilerimize çanta klipslerini açıp kapamayı da ekledik. (18. ay)







Bu da sabırsızlıkla beklediğim "O AN"ın resmi... İlk anlamlı resmimiz. Çizdiği şeyin ne olduğunu sorduğmda eliyle balık işareti yaptı. Tesadüf olmadığını anlamak için balığın ağzını sordum. Kırmızıya boyayarak ağzını gösterdi... Gözlerim doldu... (19. ay)






Yapışkanlı evalardan kesip hazırladığım surat çalışması... İnanılmaz eğlenceli zaman geçirdik, en kısa zamanda farklı versiyonlarını da yapacağım. (20. ay)





Renk gruplama çlışmamız... Eh, fena olmadı. (19. ay)




Şekilleri yerlerine oturtma... (19. ay)





Yılbaşı Ağacı süsleme etkinliği... (20. ay)





Bu da oyun hamuruyla yaptığımız ilk anlamlı çalışma... Bir Cİİ Cİİ!! (civ civ) (20. ay)




Bazı oyunlar çok seviliyor ve zaman zaman tekrar oynanıyor. Oltayla balık yakalama bunlardan biri... (20. ay)




Bundan 4 ay önce açamaya gücümüzün yetmediği mandallarla yeniden denediğimiz oyun. (23. ay





3 ay önce renk guruplaması denediğimizde pek başarı gösterememiştik. Fakat bugün kendi kendine renkleri ikişerli guruplar yapması ve o renklere benzer objeler getirip eşleştirmesi bizim için bir dönüm noktası oldu. (20. ay)





Bu gelişimin akabinde hemen eğlenceli bir renk kitabı aldım. Renkli çıkartmaları yapıştırmak çok keyifli ve pekiştirici bir oyun oldu bizim için. (20. ay)




Ve böylece "renkler" konusunu da başarıyla tamamlamladık. Üzerimizdeki kıyafetlerin renkelerine uygun boya kalemlerini yan yana getirmek özel zevklerimizden biri oldu. (20. ay)









Şunlar da ilginizi çekebilir: